Türkiye’de asgari ücretin artırılması konusu, her yıl sonu yaklaştıkça gündemin merkezine oturuyor. Yıl sonu itibarıyla beklenen enflasyon artışının, asgari ücret pazarlıklarına nasıl yansıyacağı merak konusu olmaktadır. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son sözü söyleyeceği zamma dair hesaplar şimdiden yapılmaya başlanmıştır. Ancak, yıl sonu enflasyon tahminleri ve gerçekleşen oranlar, zam oranının belirlenmesinde kilit rol oynayacak.
Merkez Bankası’nın projeksiyonlarına göre, yıl sonu enflasyonu %42 seviyelerine ulaşabilir. Aralık ayında gerçekleştirilecek olan asgari ücret pazarlıkları sırasında, henüz yıl sonu enflasyonu kesinleşmemiş olacağından, geçmiş dönem enflasyon verileri de dikkate alınarak bir karara varılacak.
Açlık Sınırı ve Pazarlık Süreci
Açlık sınırı, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçi temsilcileri tarafından önemli bir gündem maddesi olarak ele alınacak. İşçi temsilcileri, yapılan zammın açlık sınırının altında kalmamasını talep edecekler, ancak komisyon içerisindeki etkileri sınırlı kalabilir. Hükümet ve işveren temsilcilerinin anlaşması halinde, işçi temsilcilerinin talepleri göz ardı edilebilir; geçmişte bu durum örnekleri yaşanmıştır.
Enflasyonun Yansımaları
Asgari ücrete yapılmayan zamların enflasyona etki ettiği yönünde görüşler mevcut. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, enflasyonun artışına katkıda bulunan faktörler arasında asgari ücret zammını işaret etmişlerdir. Bu bağlamda, kulislerde konuşulanlar arasında, yapılacak olan zammın enflasyon artışını tetiklemeyecek şekilde ayarlanacağı yönünde beklentiler bulunmaktadır.
Asgari ücretin gelecekteki artışı, bugünden yapılan hesaplamalara ve ekonomik tahminlere göre şekilleniyor. Önerilen %25’lik artış oranı kabul görürse, 2025 yılının başından itibaren net asgari ücret 17.002 TL’den 21.252 TL’ye yükselecek. Bu artış, Türkiye ekonomisindeki çalışanların refah seviyesini doğrudan etkileyecek ve gelecek pazarlık süreçlerine temel teşkil edecektir.